Gazeteci Murat Uzman, yeni kabinede Mehmet Şimşek’in ekonomiyi devralmasının ‘ortodoks’ ekonomi politikasına dönüş anlamına gelmediğini yazdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Mayıs’ta yapılan ikinci cumhurbaşkanlığı seçimini kazanarak koltuğunu korudu. Gözler Erdoğan’ın açıklayacağı yeni kabinede. Erdoğan’ın önündeki en büyük sınav ülkedeki ekonomik kriz. Dolayısıyla yeni Kabinede ekonominin başına kimin geçeceği tartışma konusu.
Bir süredir eski bakanlardan Mehmet Şimşek’in ekonomiyi yeniden devralacağı konuşuluyor. Mehmet Şimşek’in ekonomi yönetimini devralması halinde Erdoğan’ın ısrarla savunduğu faiz politikasından geri adım atacağı ve ‘ortodoks’ ekonomi politikalarına döneceği yorumlanıyor.
Gazeteci Murat Yetkin, Erdoğan’ın olası kabinesini değerlendirdiği yazısında, Mehmet Şimşek’in dönüşünün Erdoğan’ın ‘ortodoks’ politikaların uygulanmasına izin vereceği anlamına gelmediğini belirtti.
“Şimşek’in dönüşü, Erdoğan’ın ‘ortodoks’ ekonomi politikasına döneceği anlamına gelmiyor”
Yetkin’in yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Ekonominin içinde bulunduğu durum nedeniyle Mehmet Şimşek’in yeniden Erdoğan kabinesine girip girmeyeceğine dikkat edilmelidir. Aslında AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in 30 Mayıs’ta söylediklerine bakacak olursak Şimşek aslında ‘içimizde’.
Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak mı yoksa bakan olarak mı döneceğine karar verecek. Ayrıca 2018 yılında stratejik bir zafiyetle birleştirilen Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yeniden ayrılıp ayrılmayacağına bağlı olarak yeni isimler de alınabilecek. Eski bakanlar Lütfü Elvan ve Cevdet Yılmaz’ın isimleri dolaşımda. Ekonomi alanındaki bir diğer konu ise Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun görevde kalıp kalmayacağı veya bakan olup olmayacağı.
Bunlar bilinen isimler. Erdoğan kabinesine ekonomi alanından yeni isimler alabilir. Bu konuda gözler Türkiye Varlık Fonu’na çevrilebilir. Erdoğan’ın bir süredir bakanlıklara TVF Genel Başkan Yardımcısı ve Borsa İstanbul Lideri Erişah Arıcan ile TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nu atamak istediği biliniyor. Elbette Şimşek’in dönüşü, Erdoğan’ın ‘Ortodoks’ ekonomi politikasına döneceği anlamına gelmiyor; iç ve dış pazarlarda birileri buna inanmaya hazır olmasına rağmen.’
